“Rücu”, sigorta sektöründe en çok sorulan ve kelime kökü nedeniyle karıştırılan kavramlardan biridir.

Basit tanımıyla rücu, sigorta şirketinin mağdura ödediği tazminatı, kazada kusurlu olan taraftan geri alma hakkıdır.
Trafikte seyreden bir araç sürücüsü dikkatsizlik nedeniyle tek taraflı bir kazaya sebep olsun.
Araçta yolcu olan kişi yaralanmışsa, bu yolcu gerekli raporlarla birlikte sigorta şirketinden bedeni zarar tazminatı alabilir.
Sigorta şirketi yolcuya bu tazminatı ödedikten sonra, kazada %100 kusurlu olan sürücüye dönerek, yaptığı ödemeyi geri isteme hakkını kullanabilir.
İşte bu işlemin adı rücudur:
Bir yandan mağdurun hakkı ödenir,
Diğer yandan kusurlu kişiye sorumluluğu yüklenir.
Hakmer Hasar, bu süreçlerde hem mağdur hem de kusursuz taraf adına danışmanlık sunarak doğru işleyişi sağlar.
Sigorta şirketi her durumda rücu hakkını kullanamaz.
Rücu edebilmesi için yasal şartların gerçekleşmesi gerekir.
Aşağıdaki durumlar Trafik Sigortası Genel Şartlarına göre sigortacının rücu edebileceği hallerdir:
Kazanın, sürücünün bilerek ya da kasta yakın derecede ağır kusuruyla meydana gelmesi durumudur.
Örnek:
Kırmızı ışıkta bilerek geçmek,
Yarış yapmak,
Bilerek çarpışma yaratmak gibi.
Dikkatsizlik ve tedbirsizlik (ani fren, hatalı sollama, yorgunluk, hız aşımı) ise rücu sebebi değildir; çünkü kasıt veya kasta yakın ağır kusur oluşturmaz.
Sürücünün ehliyetsiz olması veya aracın sınıfına uygun ehliyete sahip olmaması halinde sigortacı rücu edebilir.
Ancak önemli bir kriter vardır:
Kaza ehliyetsizlik nedeniyle meydana gelmiş olmalıdır.
Eğer ehliyetsizlik kazaya sebep olmamışsa, rücu hakkı doğmaz.
Alkol veya uyuşturucu etkisiyle güvenli sürüş yeteneğini kaybetmiş sürücünün kazaya neden olması rücu sebebidir.
Yargıtay uygulaması çok nettir:
Sürücünün alkollü olması tek başına yeterli değildir.
Kazanın alkol etkisiyle meydana gelip gelmediği incelenir.
Yani nedensellik bağı aranır.
Aracın kapasitesinden fazla yük veya yolcu alması tek başına rücu sebebi değildir.
Rücu için:
Kazanın bu yükleme fazlalığı nedeniyle meydana gelmiş olması gerekir.
Örnek Yargıtay kararı da bunu teyit eder:
➡️ Eğer istiap haddinin aşılması kazanın nedeni değilse, sigortacı rücu edemez.
Araç çalınmış veya gasp edilmişse, ancak çalınma olayında işletenin kusuru bulunuyorsa sigorta şirketi ödemeden sonra rücu edebilir.
Örneğin:
Anahtar araç üzerinde bırakılmışsa,
Kapılar kilitlenmemişse,
Güvenlik önlemleri alınmamışsa.
Yetkili makamlardan izin alınmadan düzenlenen yarış veya gösterilerde meydana gelen kazalarda, sigorta şirketi zararı karşılar; ancak daha sonra işletene rücu edebilir.
Ticari taşımacılık için gerekli yetki belgeleri olmadan yolcu taşınması sırasında kaza meydana gelirse sigorta şirketi rücu hakkını kullanabilir.
Bu durum özellikle:
Korsan taşımacılık,
Kaydı olmayan ticari araçlar,
Yetki belgesi olmayan taşımacılar
için geçerlidir.
Patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddelerin ruhsatsız ve tedbirsiz şekilde taşınması yasaktır.
Eğer bu tür bir taşıma sırasında kazaya bağlı zarar meydana gelirse, sigortacı zararı ödedikten sonra işletene rücu edebilir.
Sigorta şirketinin rücu hakkı 10 yıl ile sınırlıdır.
Bu süre, sigorta şirketinin mağdura ödeme yaptığı tarihten itibaren işlemeye başlar.
Rücu, hem mağdur hem sürücü hem de sigorta açısından teknik ve hukuki açıdan karmaşık bir süreçtir.
Hakmer Hasar, bu süreçte;
Kusur analizini,
Sigorta genel şartlarını,
Yargıtay uygulamalarını,
Tazminat hesaplamalarını,
Rücu riskini ve sonuçlarını
profesyonel biçimde değerlendirerek doğru yönlendirme sağlar.
Mağdurların haklarının korunması, kusursuz sürücülerin haksız rücuya uğramaması ve sürecin şeffaf ilerlemesi için tüm adımları titizlikle yürütür.