Demiryolu taşımacılığı, ülkemizde TCDD (Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları) eliyle yürütülmekte ve bu alanda devletin tekelinde gerçekleştirilmektedir.

TCDD, mevzuat gereği bir kamu kurumu olmakla birlikte, faaliyetleri nedeniyle meydana gelen maddi hasarlı, yaralanmalı veya ölümlü kazalarda hukuken “özel hukuk hükümlerine tabi bir tacir” olarak sorumludur.
Bu durum, TCDD’nin tıpkı özel bir taşıma şirketi gibi, taşıdığı yolcuların, üçüncü kişilerin ve taşınan malların güvenliğini sağlama yükümlülüğü bulunduğu anlamına gelir.
Başka bir ifadeyle TCDD, “basiretli bir tacir” sıfatıyla öngörülebilir tüm riskleri önceden değerlendirmek, gerekli önlemleri almak ve kazaları engellemekle yükümlüdür.
TCDD, taşıyıcı sıfatıyla yolcularına karşı şu sorumlulukları taşır:
Yolcuların güvenli, konforlu ve sağlıklı bir yolculuk yapmasını sağlamak,
Kalkış noktasından varış noktasına kadar, tren içinde veya istasyon/durak alanlarında meydana gelebilecek tüm kazalardan doğan zararlardan sorumlu olmak,
Olası kazalarda yolcuların uğradığı bedensel zararları veya ölüm halinde yakınlarının uğradığı kayıpları tazmin etmek.
Türk Borçlar Kanunu uyarınca,
“Taşıyıcı, yolcuların kazaya uğramalarından doğacak zararı tazmin eder. Yolcunun kaza sonucunda ölmesi halinde, onun yardımından yoksun kalanlar uğradıkları zararın tazminini taşıyıcıdan isteyebilirler.”
Bu madde, tren kazalarında hem yaralanan yolcuların hem de vefat eden yolcuların yakınlarının tazminat hakkını açıkça güvence altına alır.
Tren kazası sonucu yaralanan veya sakat kalan bir yolcu, kazanın işletme sorumlusu olan TCDD’den tazminat talep edebilir.
Bu tazminatın miktarı belirlenirken şu kriterler dikkate alınır:
Kamu kusuru veya işletme ihmali,
Kişinin bedensel zararının derecesi (maluliyet oranı),
Yaşı,
Kaza tarihindeki gelir durumu veya potansiyel kazanç kapasitesi,
Çocuk, öğrenci, işsiz veya emekli gibi özel durumlar,
Gelir kaybı veya destekten yoksun kalma oranı.
Bu unsurlar, uzman bilirkişiler ve hukuk danışmanları tarafından değerlendirilerek adil bir tazminat bedeli hesaplanır.
Hakmer Hasar, bu süreci teknik ve hukuki olarak yöneterek, hak sahiplerinin sigorta şirketi veya TCDD karşısında hak ettikleri tutarı eksiksiz almasını sağlar.
Tren kazalarında her olayın koşulları farklıdır.
Bu nedenle kazaya uğrayan kişinin kusur durumu, tazminat oranını doğrudan etkiler.
Örneğin:
Tren kapısı kapanırken içeri girmeye çalışıp yaralanan kişi,
Tren tamamen durmadan istasyon alanına atlayan yolcu,
Kompartıman kapısını açık tutarak kazaya sebep olan yolcu,
Biletsiz veya yetkisiz şekilde trene giren kişi,
Yük vagonuna izinsiz giren kişiler
bu tür durumlarda kısmen veya tamamen kusurlu sayılabilir.
Kusur oranı arttıkça, alınabilecek tazminat tutarı da orantılı biçimde azalır.
Ancak trenin işletme kusuru, teknik arızası veya ihmal sonucu meydana gelen kazalarda, yolcuların tazminat hakkı korunur.
Tren kazaları, araçların büyüklüğü ve kazaların şiddeti nedeniyle hem fiziksel hem psikolojik açıdan ağır travmalara yol açabilir.
Kaza sonrası mağdurlar ve yakınları;
Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB),
Kaygı, korku ve uyku bozuklukları,
Manevi yıkım ve kaygı bozuklukları gibi etkiler yaşayabilir.
Bu durumlarda, manevi tazminat talebi de mümkündür.
Hakmer Hasar, hem maddi hem de manevi tazminat taleplerinde süreci bütüncül olarak ele alır.
Tren kazaları, teknik ve hukuki yönü güçlü dosyalardır; bu nedenle profesyonel danışmanlık alınmadan yapılan başvurular çoğu zaman eksik değerlendirilir.
Hakmer Hasar, tren kazası mağdurlarına ve yakınlarına:
Kusur ve olay analizi,
Tazminat miktarı hesaplaması,
Gerekli belgelerin toplanması,
TCDD ve sigorta birimleriyle iletişim,
Gerekirse yargı süreci desteği
konularında kapsamlı danışmanlık sağlar.
Amacımız, adaletin ve hakkaniyetin gereğini yerine getirmek, mağdurların tüm maddi ve manevi haklarını tam ve eksiksiz şekilde elde etmesini sağlamaktır.